31 Mayıs 2007 Perşembe

Ne kadar gariptir ki ülkemiz her zaman her sistemin her düşüncenin dünyadaki uygulamalarından farklı bir şekilde kendine göre uygulandığı bir yer olmuştur.

Sol düşünce de bu farklılıkların en bariz şekilde tezahür ettiği bir uygulamaya konu olmuştur ülkemizde her zaman…

Düşünsenize benim de temelde radikal farklılıklarıma rağmen genelde büyük sempati ile baktığım sol düşünce dünyada her zaman değişimi, statükoyu yıkmayı, gelişmeyi, sosyal adaleti, insan haklarına önem vermeyi, bireyin haklarının devletin karşısında ezdirilmemesi, sınıf farklarının azaltılması, fakir halka kaynak aktarılması gibi şahsımın da desteklediği söylemleri savunurken bizim ülkemizde durum tam tersidir ;Türkiye’deki hilkat garibesi solculuk düşüncesini (gerçi bin bir parçaya ayrılmış hizipler içinde adam gibi söylemlere sahip olanlar olsa da istisna durumundalar) parti programlarında benimsediklerini söyleyen dünyadaki sosyalist enternasyonalin bir parçası olan bazı adı belli partiler parti programlarında sık sık geçen sol kelimesine karşın devletçi, statükocu, kendilerini toplumun elit sınıfı olarak gören ve değişimlerden korkan kesimlerin sözcüsü haline gelmiş adeta darbeci kesimin sığınağı olmuştur.

Şu bir gerçek ki çevremizdeki gerçek sol görüşe sahip dostlarımız bile buna büyük bir tepki duymaktadır (Tabi İP gibi ne idüğü belirsiz ipsizler hariç,onlar zaten her halta karşı çıkmayı kendilerine adet edindiklerinden kendilerinden başka kimse onları kâle almıyor zaten)

Peki nasıl oluyor sol gibi güçlü referansları ve kaynakları olan bir düşünce bu kadar zavallı bir şekilde uygulanabiliyor, nasıl oluyor da sosyal demokrasiye inandıklarını söyleyen insanlar bu antidemokratik uygulamalara ve halkı by -pass eden,halkın fikirlerini dikkate almayan ağızlardan çıkan sözleri böylesine aymazca onaylayabiliyor, destekleyebiliyor? O halde burada temeldeki yanlışlık kendisi bazı statüko savunucularının sesi haline gelmiş bir sol partiden ziyade bizim ülkemizdeki sosyal demokrat ya da sol düşünce olmalıdır. Anlaşılan o ki bu ülkeye eğer komünizm gelecekse onu da biz getiririz diyen zihniyet bundan onlarca yıl önce sözünü yerine getirmiş ve kendisine göre bir sol zihniyeti oluşturmuş. Yoksa sol gibi enternasyonal bir düşünce, sınırları ortadan kaldırmayı,halkları birleştirmeyi kendisine argüman edinmiş bir felsefe başka türlü nasıl milliyetçi, faşizan söylemler geliştirebilirdi ki ? Halkların kardeşliği sloganıyla gönüllüleri ipe giden bir düşünce nasıl olur da egemen zihniyetin bir kuklası olabilirdi?

Sanırım bunun tek bir mantıklı açıklaması var o da “Burası Türkiye kardeşim...”

Hiç yorum yok: