“Quo Vadis Ülkem? ”
Ağzımız açık şaşkınlıktan, gözlerimizi ovalıyoruz acaba okuduklarımız, gördüklerimiz doğru mu? Yoksa sabah uykudan uyanmanın getirdiği sersemlikle yanlış mı okuyoruz? Emin olmak için tekrar tekrar okuyoruz. Hayır ya olmaz,kesin bir yanlışlık var bir de dinleyelim deyip açıyoruz haber kanallarını ama yok orada da aynı şeyler söyleniyor. Dumura uğruyoruz anlamıyoruz, anlayamıyoruz ya da anlamak istemiyoruz... Nasıl olabilir böyle bir şey, nasıl söylenebilir sorumsuzca bu sözler? Hayır ya bu sözleri söyleyen insanlar bu kadar eğitimli olduklarına göre ve hitab ettikleri halkı aslında gayet iyi tanıdıklarına göre bu sözlerin o halk içindeki bazı kesimlerde nasıl bir etki yaratacağını gayet iyi biliyor olmalılar. Hayır ya bu sözler o kadar bilinçli ve ne etki yaratacağı o kadar belirli ki bu sözlerin ardında iyi niyet aranamaz.
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin beklentisi; bu tür terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesidir.” Ahh ülkem yine yeni, yeniden mi? Her şey bu kadar basit mi? Bir yerlerden gelen emirlerle bir yerlerde bombalar patlayacak eylemler başlayacak, aynı yerden gelen başka bir emirle diğer tarafa toplumsal linç ve düşmanlık emri verilecek… Biz de bütün bunları görecek ama sadece şaşkınlık içerisinde 'ne oluyor yahu' diye bakıp seyredeceğiz.
Olmaz ya olmamalı,her şey bu kadar kolay olmamalı, bin yıldır beraber yaşayan halk bu kadar kısa sürede birbirine düşürülememeli… Bir taraftan sürekli asker cenazelerinin geldiği, öte tarafta ise şehirlerin yasak bölge ilan edilip köy ve kasabaların helikopter, uçak ve toplarla bombalanıp durduğu... Yıllardır ülkede oynanan bu kirli oyun için bölgede kurban vermeyen tek bir ev bile kalmadığı, yakınlarından en az birkaçının suçlu suçsuz ayrımı yapılmadan sistematik işkenceden geçirilmediği hiç kimse olmadığı, hiçbir şekilde ayrımcılığa maruz kalmadım diyen bir tek bölge insanının bulunmadığı bir süreçte zaten müsait olan nefret tohumlarını yeşertmek o kadar kolay ki...
Ama soruyorum, hayır hayır kimseye değil kendime soruyorum. Grey sorumluluk sahibi bir insan böyle konuşarak hedef gösteren sözler eder ve bu sözlerin etkisiyle yarın sokakta yürüyen bir genç sırf Kürt olduğu ya da Kürtçe konuştuğu için linç edilerek öldürülürse ya da bir Anadolu kasabasındaki bir Kürt ailesinin evi kundaklanır dükkanları yağmalanırsa acaba bu sözleri nedeniyle üzüntüye kapılır mı? Sonra kendi kendime cevap veriyorum sorumluluk sahibi bir “insan olan” bu sözleri söyler mi ki?
Ve tekrar soruyorum “Nereye Gidiyorsun Ülkem? ”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder